25 Ağustos 2015 Salı

Ghost "Opus Eponymous"


İlk sırayı Ghost'a vermediğime bakmayın, blog'u açmadan da önce aklımda albümle ilgili bir şeyler yazmak vardı. Zaten sapık gibi son 4 yıldır bu gruba odaklandım. Benim kendilerine odaklanmam ne kadar umurlarında bilinmez ancak tanıştığımıza sevindim bu hortlaklarla.

2011'in sonunda  İsveçli grup Ghost'tan haberim oldu. Yeni grupları keşfetmeye - dinlemeye ara verdiğim ve zaten yıllardır dinlediğim gruplara döndüğüm bir dönemdi. Nedense dinleyeyim bakayım neymiş dedim ve dinledim.

Opus Eponymous'u dinler dinlemez ilk aklıma gelen çok sevdiğim gruplardan biri olan Mercyful Fate oldu. Hatta bi an gıcık oldum da diyebilirim, King Diamond'u bir elti bir görümce gibi sahiplenmiştim bi anlık. 

Sinir geçince tabi ki de sözlerin çarpıcılığına takılıp Ghost diye gezinmeye başladım. Mp3 çalarda sadece Opus Eponymous'u dinlediğim uzun süre geçirdim.

Grup üyeleri kendilerini "saklıyor", gerçek isimlerini kullanmıyorlar. İlk albümde "Papa Emeritus", ikinci albümde "Papa Emeritus II" ve üçüncü albümde "Papa Emeritus III" vokallerde yer alıyor. Onun haricinde diğer tüm grup elemanları "Nameless Ghoul" olarak geçiyor. Buna rağmen enstrümanları haricinde her birini ayrıştıran detaylar sürekli olarak vurgulanıyor. Her bir elemanın cübbesinde farklı bir sembol yer alıyor.

Ritüel, imaj, müzik, şarkı sözleri, kimliklerine dair yaratılan gizem, maskeler, sahne şovları, demeçler... Bir bütün halinde "kafa tutan" bir yapıda olsa da Ghost'un anaakımda kendisine fazlaca yer bulması ve Metallica (nefret ettiğim bir grup) gibi anaakımda Amerikan değerleri yüceltmenin metalci yöntemi olarak gördüğüm bir grubun solisti üzerinde grubun (Ghost'un) tişörtü ile sahneye çıkması, Snopp Dogg'lu pozlar gibi kapitalist metaya dönüşen hallerine rağmen Ghost, benim vazgeçilmezlerim arasında kalmaya devam etti. 

Papa imajı üzerinden verilen mesajın anaakımda (özellijle vurguluyorum, grup anaakıma dahil olmasa bunu vurgulamam. Zira çoğu yeraltı grubu ya da anaakım uzağında bi popülerliği olan çoğu gurup Ghost'tan daha sert ve uç mesajları zaten yıllardır müziklerinde vs. kullanıyor) bu denli yer bulması elbette ayrı bir konu, üzerine konuşulur ama burada onu yapmayacağım, hatta yapmayım.


Albüme gelirsek.
Açılıştan kapanışa dek bir film gibi akan albümde  hala favorim Stand By Him'dir. Ancak birinden birini ayıramayacam şarkıların olduğu bir albüm, kapanışı bile başlı başına mükemmel buluyorum.

2014'ün Haziran ayında canlı izleme/dinleme şansı bulmuştum. Vokalin konserlerde yer yer berbatlaşması haricinde son 5 yılda falan dinlediğim ve dinleyicisi olup takip ettiğim tek grup Ghost.

Artık ifşa oldular, kimlikler ortaya döküldü. Bu yüzden bir sonraki yazılarda T.F'nin ve haliyle grup elemanlarının yarısının dahil olduğu diğer projeler hakkında biraz yazacam.

Son olarak, grubun yeni albümü Meliora birkaç gün önce yayınlandı. İkinci albüm Infestissumam ve Meliora hakkında ayrı ayrı yazılar yakında blog'da olacak. Ama girişi, Ghost'la ilk tanışmamla yapmak istedim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder